Doktorun İslamiyet’e geçmiş olmasına rağmen tutuklanmasını Kayzerlik Büyükelçiliği’ne daha önce bildirmiştim. Anılan mektuptan doktorun ahalinin direnişlerine hiçbir şekilde katılmadığı anlaşılıyor.
İslamiyet’e zorunlu geçiş dayatmalarının başka yerlerde de uygulandığı burada duyulmuştu. Cäsarea’da (Kayseri’de-çev.) bulunan Ermenilerin Sivas’a gönderilmeleri emri verildi. Bu gönderilme ölüm anlamına geliyordu. Mutasarrıf muhtemelen gönderilecek Ermenileri kurtarmak için İslamiyet’e geçenlerin korunacağını duyurmuş. Birçok kişi İslamiyet’e geçmiş. Protestan ve Katolik din adamlarının bir bölümü din değiştirmeyi kabul etmemiş. Benim de haberdar olmadığım bir şekilde, buradaki Ermeniler Sivas yerine, yolculuk sırasındaki tehlikenin daha az olmasından dolayı Ereğli’ye gönderilmiş. Bazı tehlikeleri atlattıktan sonra Tarsus’a vardıklarında tesadüfen Cemal Paşa ile İstanbul’a gitmekte olan Baron von Kress’le karşılaşmışlar. Baron von Kress bu kişileri Cemal Paşa’ya göstermiş. Cemal Paşa da bu kişilerin Halep’e ulaşması için yanlarına güvenlik gücü vermiş, daha sonra da yerleşim yeri olarak Şam ve Kudüs’ü göstermiş. Bu haber bunlardan geldi. Onların arasındaki protestan vaiz Vahram Tahmisyan, şimdi Şam’da bulunuyor.
Bu raporun bir örneğini Kayzerlik Büyükelçiliği’ne gönderiyorum.
Sanırım haklı olarak benden hastanemizde olanlarla ilgili birkaç satır yazı bekliyorsunuz.
Henüz nekahat sürecinde bulunan doktorumuz sekiz gün önce aniden polis tarafından tutuklandı. Birkaç saat sonra da aynı şey eczacı kalfası şimdiki Müslüman adıyla Yusuf’a, yani Hosep’e de yapıldı. Bu iki kişinin polis karakolundan geri gelmeleri gerekirken cezaevine gönderildiklerini görünce akşam saatlerinde Valiye gittim ve sadece tutuklama emrinin Urfa’dan değil, büyük olasılıkla Halep’ten çıktığını öğrendim. Bunu takip eden sabah da size telgrafı gönderdim. Hafta içinde el altından bu kötü rüzgarın nereden estiğini öğrendim. Burada bir süre bir kumandan vardı. Şimdi orada olan bu G. tutuklama emrini vermiş. Tüm Urfa bu iki kişinin tutuklanmasına öfkelendi. Burada herkes bunların devrime katılmadıklarına tanıklık edebilir. G. işte böyle kaba, kendini kaybediveren biri. Şimdi adı Arif Efendi olarak değiştirilen doktorumuzun, buradaki tüm Ermeni kökenli erkek personel gibi, İslamiyet’e geçtiğini bilseydi, belki de tutuklama emrini vermezdi. Hasta bakıcılarımızın bu yaptıkları beni çok üzdü. Çünkü eğer Suriye Protestanlığına geçmiş olsalardı, Urfa’da Ermeni kalmayacağı sözde emrine de uymuş olurlardı aynı zamanda. Arkadan ama ansızın, bu kişilerin İslamiyet’e geçtiklerini öğrendim. Bu olayı istenmeyen bu noktaya getiren doktorumuzun karakteri zayıfmış. Gerçi bu kişilerin müslüman cemaat tarafından kabul görüp görmeyecekleri elbette henüz belli değil. Ancak muhtemel, çünkü şimdi orada bulunan eski albay (general) Fahrettin Paşa’nın emriyle, buradan toplanan yetimlerin kısa süre önce bakıcı anneleriyle birlikte İslamiyet’e geçtiklerini biliyorum.
Doktorun şimdiden hüküm giydiğini öğrendim, ancak cezasının süresi hakkında bilgim yok.
Bundan dolayı şimdilik dosyalara.