1916-08-29-DE-001
Türk :: de en tr
Home: www.armenocide.net
Link: http://www.armenocide.net/armenocide/armgende.nsf/$$AllDocs/1916-08-29-DE-001
Source: DE/PA-AA/R14093
Publication: DuA Dok. 297 (gk.)
Central register: 1916-A-25739
Edition: Ermeni Soykırımı 1915/16
Date of entry in central register: 09/22/1916 p.m.
Last updated: 04/22/2012


Halep Yardımcı Konsolosu’ndan (Hoffmann) İstanbul Büyükelçiliği’ne

Rapor



No. 2463

Halep, 29 Ağustos 1916

Kopya [Kopya olarak Metternich tarafından 17. 9. (Nr. 566) tarihinde Dışişleri Bakanlığına sunulmuştur].

Fırat civarlarındaki Ermeni tehcirinin son durumu hakkında bölgeden yeni dönen ve aynı güzergâhı önceki gezilerinden iyi tanıyan bir Alman subayı şunları anlatıyor:

Halep-Der es Zor hattı (tahliye kafileleri tarafından uzunca bir zamandır kullanılan) şimdi bambaşka bir görüntü sunmaktaymış: Bu hat nispeten tenhalaşmış. Gerçi Halep yakınlarındaki istasyonlarda hâlâ büyük Ermeni kampları bulunmakta. Biraz daha güneye gidildiğinde, Meskene’den sonra, bu kamplar daha küçükmüş. Büyük istasyonlardan Sabcha tamamen, Der es Zor ise ordu için çalışan birkaç yüz zanaatkâr hariç boşaltılmış, bu son kampta 8 hafta öncesine dek binlerce (başka bir kaynak 20.000 kişi olduğunu tahmin etmekte) insan bulunmaktaymış. Öğretmen, avukat, din adamı gibi ileri gelen kişiler, kamplardan toplanarak hükümet binalarına (yani cezaevlerine) konulmuş. Diğerleri – daha kuzeydeki istasyonlarda bulundukları yere yerleşmeye çalışanlar da dahil – ortadan yok olmuş. Resmi açıklamalara göre bunlar Musul’a (çok az kişinin hedefe canlı ulaşabildiği bir yola) sürülmüş; ama genel kanıya göre Fırat ile Habur nehri arasında kalan üçgende, Der es Zor’un güneydoğusundaki küçük vadilerde öldürülmüş. Ermeniler birkaç yüz kişilik gruplar halinde yola çıkarılmış ve bu iş için görevlendirilen Çerkezler tarafından kesilmiş. Bu bilgiler Alman subaya, merakı yüzünden olayı görmeye giden bir Arap görgü tanığı tarafından aktarılmış. Adam subayda inandırıcı bir izlenim bırakmış. Ayrıntılarını buraya aktarmadığım anlatımlarında gittiği yerde hâlâ 300 Ermeni’nin öldürülmeyi beklediğini söylemiş, bunların yarısına aynı gün öğleden sonra, diğer yarısına ise gece sıra gelecekmiş. Adam şunu da eklemiş: Almanya güçlü bir ülke! Eskiden Türkler böyle bir katliama cesaret edemezdi.

Bazı Ermeniler Arapların evlerine saklandı. Bunları bulmak için tam bir av düzenleyen jandarma görevlendirildi. Ganimet Fırat üzerinden kayıklarla Der es Zor’a taşınıyor.

Benim konuştuğum tanığın anlattığına göre, göçebeler yukarıda anlatılan olaylar nedeniyle Fırat ve Habur arasındaki bölgeyi terk ettiler.

Haleplilerin Tehciri

Halep’te “yerli olmayan” Ermenilerin tehciri henüz ileri boyutlara ulaşmadı. Buna rağmen yaklaşık 800 kişi yollandı bile. Bunlar sokaklarda apar topar yakalanan kişilerdi. Örneğin, sözü edilen Alman subay daha önceden tanıdığı bir Halepliyi ayağında terlik, üzerinde pijamayla 50 kişilik bir grup içinde gördü. Pazardan alışveriş ederken yakalanmış, kampa götürüldükten sonra yanına hiçbir eşya almasına izin verilmeden sürgüne yollanmıştı.

Yetimhanelerin Tasfiyesi

Tahliye edilenlerden kalan kimsesiz çocukların toplandığı yetimhaneler için de artık tehlike çanları çalmaya başladı. Bilindiği üzere yetimhaneler Avrupa (Alman ve İsviçre) ve Amerikan yardımları ile destekleniyor (örneğin birisinde 800’den fazla çocuk barındırılıyor) ve Ermeni din adamları ve Protestan Sevgi İçin Alman Yardım Birliği’ne bağlı rahibeler tarafından yönetiliyor. Şu anda yerel hükümet bu yetimhanelerden sorumlu bir komiser atadı, komiserin görevi idarenin Türklere devredilmesini sağlamak. El altından yaptığımız araştırmaya göre devir işlemi şu kurallara göre gerçekleşecek:

13 yaşından büyük erkek çocuklar tahliye edilecek, 13 yaşından büyük kız çocuklar ise evlendirilecek (tabi ki bir Müslüman ile). 10-13 yaşları arasındaki çocuklar yaşadıkları olayların etkisi altında bulundukları için daha küçüklerden ayrılarak Türk yetimhanelere konulacak ve sanat öğretilecek. 10 yaşından küçükler ise özel yetimhanelerde eğitilecek. Bir başka deyişle: 13 yaşında büyük erkek çocuklar öldürülecek, kızlar haremlere kapatılacak –dikkat çekici güzellikteki 12 yaşındaki bir kız çocuğu burada yaşayan akrabaları tehdit edilmek suretiyle Konsolosluğun yanındaki yetimhaneden alınarak bütün şehrin tanıdığı 70 yaşlarındaki bir paşa ile evlendirildi – daha küçükler ise Türk yetimhanelerde kaldıkları sürece İslamiyet'e alıştırılacak.

Kitlesel olarak İslamiyet’e geçiş

Birbirini doğrulayan haberlere göre, Hama, Homs, Şam vb gibi yerlerde, son haftalarda yeniden tehcir edilme tehdidiyle binlerce kişi İslamiyet’e geçmeye zorlandı. Bu geçiş son derece bürokratik bir şekilde gerçekleşti: dilekçe ve isim değişikliği.

Türkiye’nin Ermenileri sözde İslamiyet’e kazanarak Türkleştirme isteği bir hayal olarak görülmeli. Bu isteğin sahipleri Osmanlının fetihler döneminde yaşadığı örneklerden yola çıkmaktalar. Ama belli ki, hesaplarını yaparken bugün artık oldukça güçlenen ırk ve ulus bilincini göz önüne almamışlar ve yeni Ermeni Müslümanlarda kendi halklarının celladı olarak gördükleri gerçek Türklere karşı doğal olarak duyacakları derin nefreti hesaplamamışlar. Müslüman Ermeniler bütün bu yaşadıklarından sonra düşünceleri ve duyguları ile Ermeni olarak kalmaya devam edecekler ve – sadece şimdiki kuşakta değil – İslamiyet içinde gizli kalmaları nedeniyle de Türkler için daha tehlikeli olacaklar. Bunlar Almanlar için de gelecekte iki kat daha tehlikeli düşmanlar olacaklar.


[v(ekâleten-çev.) Hoffmann]



Copyright © 1995-2024 Wolfgang & Sigrid Gust (Ed.): www.armenocide.net A Documentation of the Armenian Genocide in World War I. All rights reserved